28 Kasım 2010 Pazar

Yıllar Oldu Seninle İlgilenemedim Blog

women on the verge of a nervous breakdown

yazmayalı seneler geçmiş blog. bazen farkında gibiyken bazen zamanın ne ara geçtiğini fark edemedim.

daha çok boş vakitlerini kütüphane ve study'de geçiren bir insan olmak beni yordu. ayrıca daha hisarüstü ve taksimden ötesini göremedim. bi de arada ortaköye fransızca kursuma geçiyorum işte o da yollarda sürünmekle geçiyor.

aslında tatilden döneli bir hafta oldu ama gel bana sor. sanki 1 aydır burdayım.

bütüüüüüüüüüüün bu sıkıntıları bir kenara bırakırsak arada güzel şeyler olmadı değil.

mesela Opal konseri. kendilerine burada  biraz değinmiştim. Gel zaman git zaman albüm lansman konserini izlemek de nasip oldu. Konser istanbul live'daydı orası da aslında eski studio live.  Yeni bir albüm çıkarmış gruba gösterilen destek gözlerimizi yaşartmadı değil doğrusu. Onlar için büyük bir heyecan, şarkılarını sunuyorlar sonuçta fakat gelen kişilerin yüzde 80'i tanıdık vs.. Pek bir azınlıkta ama bir yandan pek bir şanslı hissettik konseri izlerken. İyi şanslar diyor kendilerine ve bir başka konser olayına geçiyoruz

sıradaki konser Korhan Futacı ve Kara Orkestra




korhan futacı denilince aklıma direk dandadadan geliyor. Bu projesini duydum ama dinledim mi? hayır. sonra büşra geldi ve "abiii çok iyiler gidiyoruz gelsene" dedi ben de baktım şöyle bir. herkes benzer şeyler söylüyor ozaman haydi bakalım gidelim görelim dedim. sanırım sahnedeki kişinin tek bir şarkısını dinlemeden gittiğim ilk konserdi kendimi de tebrik etmedim değil. (buaralar ilginç bir şekilde ilkleri yaşatıyorum kendime. mesela geçenlerde ayakkabı alırken tekini giyip tamam bu iyi dedim ve aldım. çok şok edici bir gelişmeydi çünkü o iki teki giyip mağazanın içinde 105 tur atmam gerekiyordu.)

neyse konsere gelirsek konser çok acayipti... adamlar peyote sahnesinde çıktı ve babalar gibi çaldı. o küçük sahneyi devleştirdi derler ya hıh aynen öyle. hiç kasamam demediler. olmadı bu yapamıyoruz demediler. bir ayin havasında geçti ve çıktığımızda sağ kulağımızı kurban etmiştik sanırım.

albüm böyle koy ve efkarlan havasında... çok damardan çok sert. beklenmedik anda alınmamalı...

işte gittikçe patates bir yer olan myspace linki:
http://www.myspace.com/korhanfutaci

ve işte bir haftanın daha sonuna geldik. sevgi saygı ve esenlikler...

***

reflection paper denilen olayı kim icat ettiyse kendisini bulup öldürmek istiyorum!
hocaların bizim de insan olduğumuzu anladığı anda eğitim sistemimiz düzelicek. ben buna inanıyorum!
sinemaya gitmek istiyorum! d&r alkım ve akmar üçlüsünde takılmak istiyorum.  nöölüür okul bi kaç hafta tatil olsun allahım nölür

Hiç yorum yok: