8 Kasım 2011 Salı

Mylo Xyloto

Singles

İncir Reçeli
Yine boş boş oturmanın önemini kavradığımız bir tatil haftası hızla bitmek üzere.

***

Coldplay'in sıkıcı viva la vida albümü çok beğenilirken bence çok da güzel olmuş mylo xyloto'su neden beğenilmiyor anlamıyorum. Mis gibi şarkılar işte. sıkıcı değil.

5 Kasım 2011 Cumartesi

My Sweet Home

A Walk to Remember

Crash
 birbirine bağlanan olaylarıyla amores peros'u hatırlatmadı değil.

Contagion
 Beklediğim kadar kötü olmasa da  çok iyi de değildi. görüntüler güzeldi gerginliği iyi vermişler.

City of Angels
 abi şu film için kızlar nasıl bayılıyor anlamadım izlerken içim şişti.

Lars and the real girl
4 yıldızlı

***

sonunda 5 kişilik sefil odamdan evime yatağıma kavuştum gene. sabah uyanınca valla bir şoka girdim kendimi temiz yatağımda havadar odamda bulunca. yollar berbattı tabiki köprüyü geçene kadar ayılıp bayıldık ama sağ sağlim geldiğimiz için şükrediyoruz her zaman olduğu gibi.

***

geçen çarşamba günü uzun bir aradan sonra devlet tiyatrosunun oyununa gittim. halen profesyonel'e bilet bulamadığımızdan elimizdeki diğer oyunlarla idare ediyoruz. Bu oyun bu sene sahnelenmiş ismi Yanık. Oyunun orijinali aslında bir film. 2010 yapımı Incendies oscar'a aday da olmuştu. ben oyunu çok beğenmedim. hikaye temel olarak güzel vurguladığı parmak bastığı noktalar hoş ama oyunun içersinde bazı eksiklikleri vardı. bir kere sahneler biraz uzatılmıştı zaten 3 saat sürüyor yaklaşık. tabi öyle bir oyun olur ki 3 saat sürmesi sizi rahatsız etmez fakat bunda fazlalıkları hissediyordunuz.

ayrıca karakterlerin yaşlanması gereken noktada hala 25yaşında delikanlı gibi gözükmeleri çok rahatsız ediciydi. hayır öyle 10 senelik bir yaşlanmadan bahsetmiyorum bilidğiniz köyün yaşlısı olması gereken adam yaşıtım gibi dikiliyordu ve hiç inandırıcı değildi. oyuncular arası yaş farkını da tutturamamışlardı. ha sahne arkasında herkesin gördüğü laptop ışığıyla parlayan sesçi abimizi ise sevgiyle anıyorum.

oyunculuk konusunda emel göksu keleş'in önünde saygıyla eğiliyorum. ses tonu duruşu tavırlarıyla beni hayran bıraktırdı kendine.

şimdi richard iii'ü izledikten sonra hakikaten diğer tiyatrolar insanı kesmiyormuş. tamam maddi olarak büyük rakamların oynadığı o oyunla bunu karşılaştırmam çok doğru değil ama yine de insan biraz özen bekliyor sanki her şey çok aceleye getirilmiş gibi. yoksa gerçekten daha çarpıcı olabilir ve salondan şoke olmuş şekilde ayrılabilirdik. salondaki insanları buna katıyorum çünkü alkışlar çok kısa sürdü oyuncuların sahneye bir daha çıkmalarına izin verilmedi. sanırım herkes otobüse nasıl yetişeceğini düşünüyordu.

***

haydi iyi bayramlar ve iyi tatiller!