|
new moon |
twilight ile tanışıklığımız aşkımızın alevlenmesi ve aynı şekilde sönüşü bir seneye yayılır. ilk filmi iki kere falan izledim şartlar gereği ama bella ve edward'ı oynayan arkadaşların çeşitli başarısızlıkları bir sonraki filmlere gitme isteğimi kursağımda bırakmıştı. eksik kalmasın dedim ezgi'yi de peşimde sürükleyip hadi new moon izleyelim bari dedik.
bella yavrum sen o ağzını kafanı salladıkça ben geriliyorum cümlelerini tamamlarken çayımı tazeleyip geliyorum hiç mi ilerleme kaydedemedin. hele bi kiss me deyişin vardı ki off ki ne off
edward bizim için ultra yakışıklı güçlü sevgi dolu bir karakterken robert o düşünce baloncuğunu zevkle patlatıyor. çirkinsin işte robert. edward olacak potansiyel yok çocuğum sende. tabak gibi suratınla dakikalarımızı harcadın.
jacob sen ne olmuşsun yaa sen nasıl bir taş oldun hangi ara? kitabı okurken jacob'dan nefret etmiştim bella'nın aklını karıştırıyor diye ama filmi izleyince ezgiyle birden jacob'cı olduk. bella çocuğa yanaştı yanaştı kullandı attı bi kenara püüü...
alice yine on numerosun. ayrıca alice'in geleceği görüşünde edward'la bella'nın ormanda koşuşu yarılmamıza sebep oldu.
rosalie sanki daha bir değişik geldi gözümüze ilk filmde çok gözalıcıydı.
kabus gören bella istemiyoruz ayrıca. mümkünse bir daha kabus görmesin çok garip davranışlar sergiliyor.
bi ara eclipse'i de aradan çıkarırız artık...
edit dütüt: aaaa o en son "marry me" diyen aşık edward'a, bella'nın ifadesiz suratla "hoh" diye nefes vererek cevap vermesinden bahsetmeyi unutmuşum tühh