19 Haziran 2011 Pazar

Bir kitap iki film


Kitap maceralarıma semerkant'tan sonra amin maalouf'la devam etmem gerektiğine karar verdim ve yine bir çırpıda doğunun limanlarını okudum. Bir padişahın akıl sağlığını kaybetmiş kızı, onu tedavi etme maksadıyla adana'ya evine götüren ve evlenen doktor, oğulları İsyan'la başlayan kitap Fransaya göz kırpıyor bizi 2. dünya savaşının karmaşasına sürüklüyor oradan ortadoğuya geçiyor ve bir aşkı beraberinde getiriyor. Kesinlikle harika bir kitap. Çok akıcı çeviri baldan tatlı. Yazarın olaylara bakış açısı, anlatışı, vurguları çok edebi çok akılda kalıcı ve hayran bıraktırıcı.

Silent fall
Silent Fall zengin bir ailenin iki ferdinin öldürülmesiyle başlıyor. Evde bu cinayete tanıklık etmiş iki kişi bulunuyor: birisi kızları sylvia diğeri otistik oğulları Tim. Sylvia cinayeti işleyeni görmediğini söylüyor ve geriye bir tek tanık kalıyor fakat çocuk otistik. Otistik çocuklar çok özeller. Çok içe kapanık bir dünyaları var. Etraflarındakilerle iletişim kurmaktan kaçınıyorlar çoğunlukla konuşmuyorlar. Hatta bu yüzden dili kullansalar bile soru cümlesi kurmuyorlarmış karşılıklı konuşma gerektirdiği için. Ayrıca kendileri üretmekten çok taklit ederek dili kullanıyorlar. Filmdeki gibi bir taklit yeteneği gösteriyorlar mı gerçekten onu tam bilemiyorum. Otistik çocuklar çoğunlukla tekrar edici hareketlerden hoşlanıyorlar atıyorum sürekli bi yere vurmak zıplamak vs. Müthiş bi iq'ları var. Kısaca bu çocukların özel ilgiye ve bakıma ihtiyaçları var. Filmde de Tim ile çalışan iki doktor var birisi ilaçla tedavi etmek diğeri konuşarak terapi şeklini kullanarak çalışmak istiyor. Filmle ilgili bi çok yorum okudum çoğunlukla yerden yere vurulmuş ama bence o kadar da berbat değil ne berbat filmler gördük. Bi kere sıkıcı değil. Ayrıca ben otizmin üstüne çok durdum ama film onla alakalı da değil aslında bir cinayet gerilim filmi. Cinayetin çözümlenmesi evet daha güzel olabilirdi filmin sonu biraz hayal kırıklığıydı ama genel olarak çok da berbat değildi bence. Filmde Liv Tyler'ın çıtır halini görmek de mümkün ayrıca.

Griffin & Phoenix
Bu filmde bi acayipti. Bikere oyunculuklar zayıftı bence özellikle erkek karakter bana pek duygu veremedi ama yine de izledim. Filmi güzel yapan şeylerden biri görüntülerdi bilmiyorum ama filmin görüntüleri renkleri güzeldi. bir ikincisi de müziklerdi. bu filmin soundtrack albümü çıkmamış sanırım ve bence büyük kayıp. Grey's anathomy, smallville, house gibi dizilerin sonlarında çalan müzikleri seviyorsanız filmin müziklerine birşekilde ulaşın diyebilirim. filmde kısaca acıklı bir aşk filmi. Griffin & Phoenix cnbce'de yayınlandı geçenlerde bende öyle izleme şansına sahip oldum. bir arkadaşım da filmin ortalarına doğru bana mesaj attı "ya daha yeni açtım filmin konusu ne" diye. bende adam kanser dedim ve gerçekten tek kilit nokta buydu bence:D onu bilse o zamana kadar izlediklerini özetlemiş olurdu ama çok dalga konusu oldum şimdi herkes ee ipek filmin konusu ne adam kanser mi eheheh diye dalga geçiyor böhühühü.

1 yorum:

Prometheus dedi ki...

Mimlendiniz efem, bloğuma bir göz atabilirseniz :)