Man on Wire |
1974 yılında aklını kaçırmış bir ip cambazı olan Fransız Philippe Petit, çoktan tarihe karışmış ikiz kulelerin arasında yüz yılda bir olabilecek yürüyüş yaptı. Hem de hiçbir güvenlik önlemi olmadan. Man on wire işte bu tarihi olayın üzerine, gerçek karakterlerle yapılmış röportajları ve görüntüleri içeren bir belgesel. 2009'da en iyi belgesel Oscar'ı olmak üzere varı yoğu toplamış. Ancak izleyebildim ve çok geç kalmışım. Baştan sona belgeselden çok fiction film gibi, bu da yönetmenin elindeki belgeleri ve canlandırmaları çok başarılı bir şekilde editlemesinden ve müziği yerinde kullanmasından dolayı. Tam 460 metre yükseklikteki gökdelenlerin üzerinde hayatla ölüm arasında bir çizgide yürümüş bu adam. Belgesel boyunca ikiz kulelerin yükselişini, Petit'in de aynı hızda yükselen tutkusunu, onun bu tutkusuna soru işaretleri olmasına rağmen tam destek olan arkadaşlarını izliyorsunuz. İzlerken "Vay be" dedim. Üst düzey güvenlik önlemleriyle bu işi yapmak kolay ama bu? Bu nasıl bir delilik, buna şahit olabilmek nasıl bir şans!
Bu yeterli gelmemiş olacak ki bir de Joseph Gordon Levitt'li filmi çekildi aynı hikayenin. Onu izlemedim valla.
Room |
Larson'ın indie star dönemi. Metric'den daha başarılı ki Metric'i de az dinlemedim.
The Lobster |
14 yorum:
Neler var şu hayatta :)
Yağmur Tozu,
Kesinlikle! Eğer kanıtlar olmasa palavra derdim herhalde.
İp cambazlığı... Delilik harbiden :)
Man on Wire, aman tanrım insanlar neler yapmış, çok merak ettim.
Naz O,
hadi o delilik de ikiz kulelerin arasinda yurumek ruh hastaligi biraz galiba.
Kayra,
Kesinlikle tavsiye ediyorum. Ilham verici ve cok fazla gercek goruntu kullanilmis cunku her seyi kaydetmisler. Ben ilk basta canlandirma sandim ama sonradan youtubedan baktim kendi kayitlariymis. Yonetmen de petit elindekileri getirip onune koyunca cok sasirmis.
hımmmm lobster aklımda ivit :)
Okurum yorumlarini:)
The Lobster not ettim hemen ;)
Biraz ara verdim filmlere, başlar başlamaz izleyeceğim..
Hahaha evet oscar sezonunda cok efor sarfettiniz siz ozlemek lazim biraz . lobsterin sonu cok tartismali yorumunuzu merakla bekliyorum:)
the lobster'ı izlediğimde şöyle demiştim ; "tek cümle ile; sıradışı , çarpıcı, psikopat bir film." hâlâ aynı fikirdeyim.:)
room'u bu haftasonu izledim. yorum yazamadım. burada yapayım bari. beğendim. oturup izlesin izlemeyenler. çocuk oyuncu.(jack) evet. harikaydı.
Okumustum the lobster yorumunuzu. Man on wire'i da oneririm:)
man on wire. not ettim.
Filmlerin hiçbirini seyretmedim ve her birini ayrı ayrı merak etmekteyim. En kısa zamanda izleyeceğim :)
O zaman yorumlarını beklerim :) çok teşekkürler okuduğun için:)
Yorum Gönder